AKIL SAĞLIĞI RAPORU İSTENDİ
Mahkeme heyeti, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yazı yazılarak, sanığın müşahede altında tutulduğu döneme yönelik bilgilerin istenmesine ve olay anında suçun sonuçlarını algılama yeteneğini etkileyecek nitelikte akıl sağlığını bozan hastalığının veya akıl zayıflığının tespiti için sanığın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek rapor aldırılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
SAVCI İFADEYE İNANMADI
İddianamede, Habip Öztürk'ün ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtilerek, "Kızının boğazının kesilmiş olduğunu gördükten sonra kendisine söylenenleri yapmasının ve Defne'nin bağırıp çağırmamasının, bağırmışsa da yan odada bulunan şüpheli tarafından sesinin işitilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı" belirtildi.
'KIZIMIN HATIRALARINI YOK ETTİ'
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada dinlenen anne Havva Öztürk, "Sabah saat 07.00 sıralarında bana, 'Her şeyi değiştireceğim, seni asla bırakmayacağım' yazılı mesaj atmıştı. Daha sonra, 'Ben Defne'ye böyle bir hayat yaşatmak istemiyorum' şeklinde ikinci bir mesaj attı. Babası ile birlikteyken takside de beni aradı. Sanık, kızıma telefon almamla ilgili bana kızdı. Çocuğu ona karşı doldurduğumu söyledi. Çocuğun huysuzluk yaptığını, bağırdığını, ağladığını anlatarak, 'Bunu bana yaşatmaya hakkın yok' dedi. Defne de o sırada, 'Baba seni sevmiyorum' diye bağırıyordu. Sanık kızımın hatıralarını da yok etmiştir" dedi.
