Okulların açılması ile birlikte eğitim dizgemizin sorunları bir kez daha masaya yatırıldı, tartışıldı. Ne ki sayın bakandan ve bakanlık yetkililerinden bu sorunların çözümü konusunda doyurucu bir yanıt gelmedi. Onların gündeminde, öğretmeni uzman-başöğretmen diye ayrıştıracak kariyer basamak sınavı var.
Oysa geleceği düşünen devletler, eğitim alanında hiç zaman yitirmeden büyük değişimler gerçekleştiriyor. Doğabilecek yeni sorunlara karşı önlem alıp okullarını günümüz bilişim çağına uygun hale getirmeye çalışıyor.
Ülkemizde ise çocukları okuldan nefret ettiren ezberci eğitim dizgesi uygulanmaya devam ediyor. İnsan bugünkü okullara bakınca elli yıl öncesinin ışıltılı okullarını ve bahçesinde cıvıl cıvıl oynayan sevinçli çocuklarını mumla arıyor. Okul duvarlarının olmadığı, toz toprak içinde oynanan günleri özlüyor.
SAĞLIKLI BESLENME
Bugünün gençleri inanmayacak ama otuz, kırk yıl öncesinde okulların çevresinde yüksek duvarlar yoktu. Öğrenciler öğle aralarında okul kantinlerinin pahalı ürünlerine mahkûm değildi. Okul dışına çıkıp karınlarını rahatça doyurup gelebiliyorlardı. Onlara güveniliyordu, öğretmenler onları yalnız okulda değil okul dışında da eğitmeyi sürdürüyordu.
Şimdilerde okul kantinleri çok yüksek ücretlerle ihale ediliyor, sonrasında da o paralar yoksul çocuklarının sırtından çıkarılıyor. Bırakın öğrencileri öğretmenler bile buralardan bir şey almakta zorlanıyor. Bu pahalılıkta yoksulluk ve açlık sınırının altında ailesini geçindirmeye çalışan insanlarımızın çocuklarının doğru dürüst beslenmesi olanaklı değil!
Bugün, eğitimde en yaşamsal sorunumuz, çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesidir. Ancak ilkokul, ortaokul ve liseye giden milyonlarca yoksul çocuğu sağlıklı beslenemiyor. Uzmanlar, eğitim alan gençlerin zihinsel güç sarf ettiklerini, bu enerji kaybını proteinli yiyecekler yiyerek karşılamaları gerektiğini ve gerekli kaloriyi alamayan öğrencilerin algılamalarının bozulduğunu söylüyor. Beslenemeyen çocukların öğrenmeleri de sağlanamıyor.
ABD’de 1946’dan beri okul yemeği programı uygulanmakta ve her yıl 30 milyon çocuk bu hizmetten yararlanmaktadır. Yine İngiltere’de 1920’den beri okul yemeği verilmektedir. AB’deki tam gün öğretim uygulayan ülkelerde okul yemeği programları vardır.
DÜNYADA DURUM
Bu durumda bizde de yapılması gereken şey, zaman geçirmeden tüm devlet okullarında öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesidir. Bu öyle büyük paralar gerektiren bir istek değildir. Yapılan hesaplara göre “15 milyon çocuğa, yıl boyunca ücretsiz öğle yemeği vermenin maliyeti 17.4 milyar TL’dir”. İstenirse, bu para gereksiz birçok harcama kısılarak bulunabilir.
Bugün, birçok belediye, sınırlı bütçesine karşın, çocuklara ücretsiz süt dağıtmakta, öğle yemeği vermektedir. En son Çankaya Belediyesi 2022-2023 öğretim yılında 3 bin ilkokul öğrencisine her gün sınıflarda sıcak öğle yemeği vereceğini açıklamıştır. Ama bu sayı, ülkemizdeki okula giden 15 milyon çocuk düşünüldüğünde okyanusta bir damla bile değildir! Bu görev belediyelerden önce Milli Eğitim Bakanlığı’na düşer, geleceğimizi yakından ilgilendiren bu yakıcı sorun derhal çözülmelidir.
ERDAL ATICI
KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI BAŞKANI
